Çağdaş Sözlük

dal ~ دال، دالی

Kamus-u Fransevi - dal ~ دال، دالی maddesi. Sayfa: 562 - Sira: 21

Qu'est-ce que dal دال، دالی , le sens du mot دال، دالی. A propos دال، دالی turque. Dictionnaire de langue ottomane

دال، دالی fransızca ne demek, دال، دالی anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

دال، دالی ماذا تقصد الفرنسية دال، دالی وسائل الفرنسية دال، دالی معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

dal ~ دال، دالی güncel sözlüklerde anlamı:

DAL ::: Ağacın ilk verdiği kol. * Kur'ân hattiyle yazılan () harfinin okunuşu (Ebcedi değeri dörttür.) Noktasız olduğundan "dâl-i mühmele" de denir.

DAL ::: Semiz avrat. Şişman kadın.

DAL ::: "Yaban sediri" denen bir ot.

Dal :::


  1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
    Örnek: Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar! T. Buğra

  2. Kol, bölüm, branş.

  3. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube.

  4. Arka, sırt.

  5. Kol.

  6. Omuz
    Örnek: Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm. Halk türküsü

  7. Boyun, ense.

  8. Çıplak, yalın.

  9. Zaman belirten kelimelerin başına getirildiğinde kelimenin anlamını güçlendirir.

  10. bk.Dalton

dal ::: arap alfabesinin sekizinci harfi , ağacın ilk verdiği kol , kur'an hattiyle yazılan () harfinin okunuşu (ebcedi değeri dörttür , ) noktasız olduğundan "dal-i mühmele" de denir , kur'an ve iman yolundan sapan , dalalete giden , azan , azdırıcı , sapkın , şaşkın , semiz avrat , şişman kadın , "yaban sediri" denen bir ot

dal ::: (a. ha.) 1) Osmanlı alfabesinin onuncu harfi olup

dal ::: arka, boyun, branş, budak, çıplak, ense, ihtisas, kol, omuz, şube, yalın

DAL :::

"Yaban sediri" denen bir ot

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: