Çağdaş Sözlük

karin ~ قرین

Hazine-i Lûgat - karin ~ قرین maddesi. Sayfa: 363 - Sira: 9

Qu'est-ce que karin قرین , le sens du mot قرین. A propos قرین turque. Dictionnaire de langue ottomane

قرین fransızca ne demek, قرین anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

قرین ماذا تقصد الفرنسية قرین وسائل الفرنسية قرین معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

karin ~ قرین güncel sözlüklerde anlamı:

KARiN ::: Yakın. Hısım. Akraba. * Arkadaş. Yaşı aynı olan arkadaş. Refik. Komşu. * Bir şeyi elde eden, nâil olan. * Pâdişahın daimi surette yakınında bulunan. Mâbeynci.

KARiN ::: Kılıcı ve oku olan. * Hacla umreyi birlikte yapan.

Karin ::: (a. s. c. : kurenâ) : 1) yakın, (bkz. : karîb). 2) bir şeye sahip olan, bir şeye nail olan. 3) hısım, komşu, arkadaş gibi yakın olanlardan her biri. 4) pâdişâhın dâimi surette yakınında bulunan, mabeyinci. Ser-karîn : baş mabeyinci.

karîn-i evvel ::: baş mabeyinci.

karîn-i re'y-i sâib ::: isabetli, düşünceye uygun.

karîn-i sâni ::: ikinci mabeyinci, karine (a. i. c. : karâin) : karışık bir iş veya mes'elenin anlaşılmasına, çözülmesine yarıyan hal, ipucu, (bkz. : emare).

karîne-i katla ::: ("ka" uzun okunur) : huk. lâyık olan dereceye varan emare : [birinin, elinde kanlı bir bıçakla bir evden çıktığı sırada, o evde henüz öldürülmüş biri görülünce, evden çıkan kimsenin, ölenin katili olduğuna hükmetmek gibi]

karîne-i katıa-i kanûniyye ::: huk. hükmün sebeplerinden olan yemin, şahitlik. v. s.

karîne-i kâtıa-i takdîrivye ::: bir tüccarın, ticâreti meslek edinip, devamlı olarak bu işle meşgul olması gibi.

karîn ::: yan yana, yakın.

karîn ::: yakın

kârin ::: yakın

karin ::: ‬yakın

karin ::: eş dost

KARİN :::

Kılıcı ve oku olan. * Hacla umreyi birlikte yapan