emr ~ امر
Hazine-i Lûgat - emr ~ امر maddesi. Sayfa: 66 - Sira: 2

Qu'est-ce que emr امر , le sens du mot امر. A propos امر turque. Dictionnaire de langue ottomane
امر fransızca ne demek, امر anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük
امر ماذا تقصد الفرنسية امر وسائل الفرنسية امر معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية
emr ~ امر güncel sözlüklerde anlamı:
EMR ::: İş buyurma. * Buyurulan şey. * Madde, husus, hâdise.
emerr ::: (a. s.) : daha (en, pek) acı.
emerr-i edviye ::: ilâçların en acısı.
emir ::: (a. i. c. : evâmir) : (bkz. : emr).
emr ::: (a. i. c. : evâmir) : 1) iş buyurma, buyruk, buyrultu, [ağızdan veyâ yazı ile]. 2) iş, şey, husus, vakıa, hâdise, [bu mânâlarda kullanıldığı takdirde cemi "umur" gelir], (bkz. : emir).
emr bi-l-ma'rûf ve nehy ale-l-münker ::: şeriatın emirlerine uygun emir ve yasaklarına göre yaptırmama.
emr-i âlî ::: [eskiden] pâdişâh tarafından verilen emir.
emr-i gaib gr. ::: üçüncü şahsa verilen emir.
emr-i garîb ::: tuhaf şey.
emr-i hakk (Allah'ın emri) ::: ölüm.
emr-i hâzır ::: gr. ikinci şahsa verilen emir.
emr-i ilâhî ::: (Allah'ın emri) : ölüm.
emr-i kavlî ::: aldığı emri yapmıya mecbur olan [kimse].
emr-i müşkil ::: zor iş.
emr-i sâmî ::: [eskiden] sadâret makamından yazılan emirname.
emr-i tabîî ::: tabîî iş.
emr-i vâki' ::: beklenmedik bir emir.
emr ü fermân hazret-i men leh-ül-emrindir ::: emir ve ferman, emir sahibi olan kimsenindir.
emr ::: emir, buyruk.
EMR ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
O hâlde bana uyunuz. Emrime itâat ediniz. (Tâhâ sûresi: 90)
İnsan her hareketinde, her işinde, Allahü teâlânın emrini ve yasağını gözetince, emr ve yasakların sâhibini unutmaktan kurtulur, devamlı zikretmiş, Allahü teâlâyı hatırlamış olur. (İmâm-ı Rabbânî)
Emre uymak, edebi gözetmekten önce gelir. (Abdullah-ı Dehlevî)
2. İş.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben emrimi Allahü teâlâya ısmarlıyorum. Çünkü Allah kullarını çok iyi görendir. (Mü'min sûresi: 44)
Bütün emrler Allah'a döndürülür. (Bekara sûresi: 210)
EMR ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
O hâlde bana uyunuz. Emrime itâat ediniz. (Tâhâ sûresi: 90)
İnsan her hareketinde, her işinde, Allahü teâlânın emrini ve yasağını gözetince, emr ve yasakların sâhibini unutmaktan kurtulur, devamlı zikretmiş, Allahü teâlâyı hatırlamış olur. (İmâm-ı Rabbânî)
Emre uymak, edebi gözetmekten önce gelir. (Abdullah-ı Dehlevî)
2. İş.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben emrimi Allahü teâlâya ısmarlıyorum. Çünkü Allah kullarını çok iyi görendir. (Mü'min sûresi: 44)
Bütün emrler Allah'a döndürülür. (Bekara sûresi: 210)
emir ::: iş , buyruk , emir
emr ::: emir , buyruk , iş , husus
emir ::: buyruk
emir ::: emir
emr ::: emir
emr ::: buyruk
emr ::: iş
emir ::: (a. i. c. : evâmir) (bkz. : emr).
emr ::: (a. i. c. : evâmir) 1) iş buyurma, buyruk, buyrultu, [ağızdan veyâ yazı ile]. 2) iş, şey, husus, vakıa, hâdise, [bu mânâlarda kullanıldığı takdirde cemi
EMR :::