Çağdaş Sözlük

ibret ~ ابرت

Hazine-i Lûgat - ibret ~ ابرت maddesi. Sayfa: 2 - Sira: 24

Qu'est-ce que ibret ابرت , le sens du mot ابرت. A propos ابرت turque. Dictionnaire de langue ottomane

ابرت fransızca ne demek, ابرت anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

ابرت ماذا تقصد الفرنسية ابرت وسائل الفرنسية ابرت معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

ibret ~ ابرت güncel sözlüklerde anlamı:

iBRET ::: Uyanıklığa sebeb olan ders. * Çok çirkin ve düşündürücü. * Tuhaf, acâyip.

ibret ::: (a. i. c. : iber) : 1) kötü bir hâdiseden (*olay) afınan ders. 2) acayip, tuhaf.

ibret-i âlem için ::: âleme, herkese ibret, gözdağı olsun diye.

ibret ::: bir hâdiseden alınan ders.

iBRET ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:

Gerçekten onların (peygamberlerin) kıssalarında, akıl sâhibleri için birer ibret vardır. (Bu Kur'ân) uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden evvel (inen kitabların) tastîki ve (dîne âit) her şeyin tafsîlidir (beyânıdır). O, îmân edecek bir kavim için, bir hidâyet ve bir rahmettir. (Yûsuf sûresi: 111)

Davarlarda (deve, sığır, koyun, keçide) da sizin için elbette bir ibret vardır. Karınlarında bulunan sütten size içiririz. Sizin için onlarda daha birçok faydalar vardır. Hem onları (etlerini) da yersiniz. (Mü'minûn sûresi: 21)

Allahü teâlâ, gece ile gündüzü değiştiriyor (biri gidiyor, yerine öbürü geliyor; birini uzatıyor, öbürünü kısaltıyor; hâllerinde karanlık, aydınlık, sıcaklık, soğukluk gibi değişiklikler yaratıyor). Bütün bunlarda, basîret sâhibleri (görür gözlere mâlik olanlar) için elbette birer ibret vardır. (Nûr sûresi: 44)

Cenâb-ı Hak, kullarını küfürden (îmânsızlıktan), suçtan korumak için, herkesin anlayamayacağı fen bilgilerini, kitaplarında açıklayıp, bunlara işâret buyurmuş; yer küresini, güneşi, gökleri göründükleri gibi anlatarak bunlardan ibret alınmasını; varlığının, büyüklüğünün anlaşılmasını emir buyurmuştur. (Abdülhakîm Arvâsî)

Allahü teâlânın adı bulunmayan söz, kıymetsizdir. Allahü teâlâyı hatırlamadan susmak, boşuna vakit geçirmektir. İbret almadan bakmak, faydasızdır. (Ebü'l-Hüseyin bin Sem'ûn)

İbret almak istersen, hatâ sâhiblerinin ve günahkârların âkıbetlerine (sonlarının nasıl olduklarına) bak da kalbini topla. (İmâm-ı Şâfiî)

Her kim gördüğünden ibret almazsa, onun görmemezliği görmesinden üstündür. (Cüneyd-i Bağdâdî)

İbret :::


  1. Kötü bir olaydan alınması gereken ders, uyarıcı sonuç
    Örnek: Gören göze ibret vardır her şeyde. Âşık Veysel

  2. Çirkin, kötü, acayip.

ibret ::: hayat dersi

ibret ::: ‬hayat dersi

ibret ::: acayip, çirkin, ders, kötü

İBRET :::

Uyanıklığa sebeb olan ders. * Çok çirkin ve düşündürücü. * Tuhaf, acâyip