Çağdaş Sözlük

arz ~ ارض

Hazine-i Lûgat - arz ~ ارض maddesi. Sayfa: 22 - Sira: 24

Qu'est-ce que arz ارض , le sens du mot ارض. A propos ارض turque. Dictionnaire de langue ottomane

ارض fransızca ne demek, ارض anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

ارض ماذا تقصد الفرنسية ارض وسائل الفرنسية ارض معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

arz ~ ارض güncel sözlüklerde anlamı:

ARZ ::: (Erz) Yeryüzü, toprak, zemin, dünya. * Aşağı ve alçak. * Memleket, ülke. * Küre. * İklim. * Davarın ayağının altı.

ARZ ::: f. Ardıç adı verilen bir ağaç.

ARZ ::: Bir büyüğe bir şeyi hürmetle vermek. Bir işi büyüğüne hürmetle anlatmak. İzâh etmek. Takdim etmek. Bir kimseye bir şeyi izhar etmek. * Kıymetli bir şeyi diğer bir şeyle değiştirmek. * Bir şeyin birden, âniden meydana gelmesi. * Altın ve paradan gayrı mal, metâ. Bir şeyin uzunluk mukabili olan genişliği. * Bir muamelede aldanmak. * Sağlam insanın hemen ölmesi. * Delirmek. * Coğ: Bir yerin yeryüzünde hatt-ı istivâdan (ekvatordan) olan uzaklığı. * Koz: Bir yıldızın mıntıkatulbürucdan olan uzaklığı.

ARZ ::: f. Sunma, gösterme, takdim etme.

arz ::: (a. i. c.) : arazûn ve [tabakaları bakımından], "arzîn" şekli de vardır). 1) Dünyâ. 2) toprak. 3) iklim; memleket.

arz-ı a'şâriye ::: öşür-onda bir-vergi veren memleket.

arz-ı belde ::: astr. her hangi bir mahallin üstünden geçen arz dâiresi.

arz-ı belde ta'yîni ::: jeod., astr. herhangi bir mahalde kutup yıldızına veya diğer yıldızlara rasatlar ve bu rasatlara dayanan astronomik hesaplar yapmak suretiyle o yerin arzını tâyin etme. [ayni ameliye Güneşle de yapılabilir].

arz-ı harâc ::: vergi veren memleket.

arz-ı mev'ûd ::: Filistin.

arz-ı mukaddes ::: Filistin ve havâlisi.

arz-ullâhi vâsia ::: Allah'ın yarattığı yer yüzü geniştir; geniş arazî.

ârz ::: (f. i.) : ardıç denilen ağaç. (bkz. : âriz).

arz ::: (a. i.) : 1) en, genişlik. 2) astr. *enlem.

arz-ı cenubî ::: güney enlem.

arz-ı şimâlî ::: kuzey enlem.

ırza ::: (a. i.) : otu çok olan yer, çayırlık.

arz ::: sunma, verme, gösterme.

arz ::: yer, yeryüzü.

Arz :::


  1. Sunma.

  2. Yüksek bir makama anlatma, bildirme.

  3. En, genişlik.

  4. Yer, yeryüzü.

arz ::: dünya , sunma , yeryüzü , yer , genişlik , en , arzetme , gösterme

arz ::: ‬yer

arz ::: dünya

arz ::: yeryüzü

arz ::: ‬genişlik

arz ::: en

arz ::: enlem

arz ::: ‬sunma

arz ::: arzetme

arz ::: (a. i. c.) arazûn ve [tabakaları bakımından],

ârz ::: (f. i.) ardıç denilen ağaç. (bkz. : âriz).

Arz ::: Sunma; gösterme; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)

ırza ::: (a. i.) otu çok olan yer, çayırlık.

Arz ::: Sunma; gösterme; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)

arz ::: en, maruzat, yer, yeryüzü

arz :::

sunma; gösterme; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)

ARZ :::

f. Ardıç adı verilen bir ağaç