Çağdaş Sözlük

taze ~ تازی

Hazine-i Lûgat - taze ~ تازی maddesi. Sayfa: 143 - Sira: 1

Qu'est-ce que taze تازی , le sens du mot تازی. A propos تازی turque. Dictionnaire de langue ottomane

تازی fransızca ne demek, تازی anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

تازی ماذا تقصد الفرنسية تازی وسائل الفرنسية تازی معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

taze ~ تازی güncel sözlüklerde anlamı:

TAZE ::: f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe.

taze ::: (f. s.) : 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

tâzî ::: (f. i. ve s.) : 1) (c. : tâziyân) : Arap; Arapça. Esb-i tâzî : Arap atı. Lisân-ı tazı : Arap dili, arapça. Zebân-ı tâzî : Arap dili. 2) tazı, av köpeği [tavşan yakalamak için kullanılır]

Taze :::


  1. Bozulmamış, bayatlamamış olan
    Örnek: Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç

  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Örnek: Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal

  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Örnek: Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. M. Ş. Esendal

  4. Yeni, zamanı geçmemiş
    Örnek: Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. Halikarnas Balıkçısı

  5. Genç kadın
    Örnek: Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. Ö. Seyfettin

tâze ::: körpe , taze , genç

tâzî ::: arapça , tazı

tâze ::: ‬körpe

tâze ::: taze

tâze ::: genç

tâze ::: yeni

tâzî ::: ‬Arapça

tâzî ::: tazı

taze ::: (f. s.) 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

tâzî ::: (f. i. ve s.) 1) (c. : tâziyân) : Arap; Arapça. Esb-i tâzî : Arap atı. Lisân-ı tazı : Arap dili, arapça. Zebân-ı tâzî : Arap dili. 2) tazı, av köpeği [tavşan yakalamak için kullanılır]

taze ::: dinç, yaş

TAZE :::

f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe