Çağdaş Sözlük

felah ~ فلاح

Hazine-i Lûgat - felah ~ فلاح maddesi. Sayfa: 345 - Sira: 24

Qu'est-ce que felah فلاح , le sens du mot فلاح. A propos فلاح turque. Dictionnaire de langue ottomane

فلاح fransızca ne demek, فلاح anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

فلاح ماذا تقصد الفرنسية فلاح وسائل الفرنسية فلاح معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

felah ~ فلاح güncel sözlüklerde anlamı:

FELAH ::: f. Başlangıç, mebde'. İbtida.

FELaH ::: Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. * Sahur yemeği. * Şakketmek.

felah ::: (f. i.) : iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').

felah ::: (a. i.) : 1) kurtuluş, selâmet, onma. 2) mutluluk, kutluluk.

felâh-ı vatan ::: 1) vatanın selâmeti, kurtuluşu; 2) tar. 10 şubat 1920 de İstanbul meclis-i meb'ûsânı'nda teşekkül eden bir grup.

fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) : 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.

felâh ::: tam kurtuluş.

FELaH ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

Sizden öyle bir cemâat (topluluk) bulunmalıdır ki, (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışsınlar. İşte onlar felâha erenlerin tâ kendileridir. (Âl-i İmrân sûresi: 104)

Mü'minler (Allahü teâlânın birliğine inananlar) muhakkak felâh bulmuştur. (Mü'minûn sûresi: 1)

İlmi, kibirlenmek, kendini büyük göstermek için istiyenlerden hiç biri felâh bulmamıştır. İlmi; tevâzû (alçak gönüllülük) ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felâh bulur. (İmâm-ı Şâfiî)

Başkalarının zarar görmesine sevinen kişi felâha kavuşamaz. (Bennân el-Hammâl)

Felah :::


  1. Kurtuluş, selamet, onma
    Örnek: Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah. M. A. Ersoy

felâh ::: kurtuluş , selamet , kurtulma , rahata erme

fellâh ::: çiftçi , ekinci

felâh ::: ‬kurtulma

felâh ::: rahata erme

fellâh ::: ‬çiftçi

felah ::: (f. i.) iptida, başlangıç, (bkz. : mebde').

fellâh ::: (a. i. felâhat'dan.) 1) ekinci. çiftçl , ekin eken ve biçen, (bkz. : harrâs, zari'). 2) zencî, siyah Arap.

felah ::: kurtuluş, selamet

FELAH :::

f. Başlangıç, mebde'. İbtida

FELÂH :::

Selâmet. Saadet. Kurtuluş. Hayır ve ni'metlerde refah, rahatta dâim olmak. Fevz ve zafer. Necat ve beka. * Sahur yemeği. * Şakketmek