Çağdaş Sözlük

mukabele ~ مقابله

Hazine-i Lûgat - mukabele ~ مقابله maddesi. Sayfa: 453 - Sira: 18

Qu'est-ce que mukabele مقابله , le sens du mot مقابله. A propos مقابله turque. Dictionnaire de langue ottomane

مقابله fransızca ne demek, مقابله anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

مقابله ماذا تقصد الفرنسية مقابله وسائل الفرنسية مقابله معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

mukabele ~ مقابله güncel sözlüklerde anlamı:

MUKABELE ::: Karşılık, karşılamak. * Mücadele. * Karşılaştırmak. Karşılıklı yapılan iş, karşılıklı yapılan okuma. * Camide Kur'ân-ı Kerimi okuyup halka dinletmek.* Yüz yüze olmak. * Düşmanın şerrinden kurtulmak ve onun şiddetini kaldırmak için onu yıldıracak tedbirde bulunmak.

MUKaBELE ::: Hapsetmek. * So aya bırakmak, tehir etmek. * Meşveret etmek, danışmak. * Bir kimsenin evi yanında bir ev satıldığında; "başka kimse satın alsın, ben ondan şüf'a yolu ile alayım" diye şirâsına muhtaç iken tehir etmek.

Mukabele ::: ("ka" uzun okunur. a. i. sül. : kabile) : 1) karşılık verme, karşılama. 2) karşı gelme. 3) birbiriyle karşılaştırma; karşılıklı yapılan okuma. 4) camilerde halka karşı Kur'an okuma Cebr ü mukabele : ma, [evvelce muadele adını alan] cebir. 5) tas. Mevlevi âyinle rinde tarikat mensuplarının cezbe haliyle ayakta dönmesi (bkz. : semâ').

mukabele ::: (a. i.) : huk. satılık olan komşu evinin satın alınmasını tehir ederek satıldıktan sonra şüf'a yoliyle müşteriden alma.

mukabele ::: karşılık verme.

MUKaBELE ::: Ramazan ayında mukâbele sûretiyle Kur'ân-ı kerîm okumak, orucun sünnetlerindendir. (İmâm-ı Gazâlî)

Mukabele ::: Aralarında tezat ve karşıtlık bulunan kelime, tamlama ve sözleri birarada kullanmak.

mukâbele ::: karşılık , karşılık verme

Mukabele ::: (

mukabele ::: (a. i.) huk. satılık olan komşu evinin satın alınmasını tehir ederek satıldıktan sonra şüf'a yoliyle müşteriden alma.

mukabele ::: karşılık

MUKABELE :::

Karşılık, karşılamak. * Mücadele. * Karşılaştırmak. Karşılıklı yapılan iş, karşılıklı yapılan okuma. * Camide Kur'ân-ı Kerimi okuyup halka dinletmek.* Yüz yüze olmak. * Düşmanın şerrinden kurtulmak ve onun şiddetini kaldırmak için onu yıldıracak tedbirde bulunmak.

MUKÂBELE :::

Hapsetmek. * Sonraya bırakmak, tehir etmek. * Meşveret etmek, danışmak. * Bir kimsenin evi yanında bir ev satıldığında; "başka kimse satın alsın, ben ondan şüf'a yolu ile alayım" diye şirâsına muhtaç iken tehir etmek