vecih ~ وجه
Hazine-i Lûgat - vecih ~ وجه maddesi. Sayfa: 489 - Sira: 6
Qu'est-ce que vecih وجه , le sens du mot وجه. A propos وجه turque. Dictionnaire de langue ottomane
وجه fransızca ne demek, وجه anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük
وجه ماذا تقصد الفرنسية وجه وسائل الفرنسية وجه معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية
vecih ~ وجه güncel sözlüklerde anlamı:
vech ::: (a. i. c. : vücûh) : 1) yüz, surat, çehre. 2) üst, satıh, düz, yüz.
vech-iil-arz ::: yer yüzü. 3) ön, alın. (bkz. : ceb-he). 4) üslûp, tarz. 5) sebep, vesîle, münâsebet. 6) vâsıta.
vech-i ahar ::: başka sebepten.
vech-i ahsen ::: en iyi yol.
vech-i arazbar ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Kemânî Hızır Ağa tarafından terkîbedilmiş olduğuna göre iki asırlıktır. Tanbûrî Irak'ın devr-i kebîr peşrevi ile saz semaisi, Ahmet Aija'nın hafif bestesi ile ağır aksak semaîsi ve bir ağır düyek şarkı, balıkçı Hafız Ef. nin ağır aksak şarkısı makama misaldir. Vech-i arazbar, arazbar makamının ilk iki dizisi olan yegâh'da beyâtî ve çârgâh'da rast beşlisi ile segah dörtlüsünden ibarettir. Donanımına "si" ve "mi" koma bemolleri yazılır. Yegâh'da beyâtî için "si" bekar ve "si" küçük mücenneb bemolü nota içerisinde kullanılır. Segâ dörtlüsü ile segah perdesinde durur. Güçlüsü, terkibind
vech-i hüseynî ::: müz. hüseynî aşîran makamına bâzı eski eserlerde (meselâ muraclnâme'de) verilen isimdir.
vech-i mülâhaza ::: nokta-i nazar, fr. point de vue. Min vechin : bir bakımdan. vech-i maişet : geçim vasıtası.
vech-i pûselik ::: müz. Türk müziğinin bir kaç asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.
vech-i şebek ::: ed. teşbihin dört rüknünden biri olup müşebbehün-bih ile müşebbeh arasında müşterek olan ma'nevî emir. [meselâ : "şu bağ cennet gibidir" cümlesindeki bağ müşebbeh, cennet müşebbehün-bih olup aralarındaki müşterek olan ma'nevî emir de : "letafet, zînet" dir]
vech-i şehnaz ::: müz. Türk müziğinde bir mürekkep makamdır. Sûz-i dil, şehnaz, eviç ve araban makamlarından veya bu makamların muhtelif dizi parçalarından ibaret karışık bir mürekkeptir. Dügâh (lâ) perdesinde kalır. A. A. Konuk'un kâr-ı nâtık'ının 52 numaralı ağır düyek parçası makama misâldir.
vech-ül-hakk ::: tas. her şeyin hakikati.
vecih ::: güzel, hoş, uygun.
vecih ::: yön, yüz.
Vecih :::
- Yüz, çehre.
- Yol, tarz
Örnek: Saçlarını âdeti veçhile parmaklarıyla taradı. S. F. Abasıyanık - Bir kavmin büyüğü, başkanı, şefi. 2. Güzel, hoş. 3. Uygun, yaraşır.
vecih ::: yüz , yön
vech ::: yüz , tarz , alın , ön , sebep , çehre , surat , üslub , satıh , cephe , ilgi , münasebet
vech ::: yüz
vech ::: sebep
vech ::: ilgi
vech ::: münasebet
vech ::: vasıta
vech ::: yüzey
vecih ::: çehre, yüz