Çağdaş Sözlük

garib ~ غريب

Hazine-i Lûgat - garib ~ غريب maddesi. Sayfa: 334 - Sira: 27

Qu'est-ce que garib غريب , le sens du mot غريب. A propos غريب turque. Dictionnaire de langue ottomane

غريب fransızca ne demek, غريب anlamı, manası, fransızca osmanlıca sözlük

غريب ماذا تقصد الفرنسية غريب وسائل الفرنسية غريب معنى الفرنسي، قاموس العربية الفرنسية

garib ~ غريب güncel sözlüklerde anlamı:

GARiB ::: (A, uzun okunur) Batan. Gurub eden. * İki omuz arası. * Devenin hörgücüyle boynu arası.

garîb ::: (a. s. gurbet ve garâbet'den. c. : gurabâ) : 1) kimsesiz, zavallı. 2) gurbette, kendi memleketinin dışında buluttan, yabancı. 3) tuhaf, şaşılacak, bambaşka. 4) dokunaklı.

garib-üd-diyâr ::: memleketin' yabancısı.

garib ::: ("ga" uzun okunur. a. s. gurûb'dan) : gurûbeden batan.

garîb-âne ::: (f. b. zf.) : garipçesine, garip gibi, garibe yakışacak bir surette.

garib ::: (a. f. b. s.) : (bkz. : garîb-nüvâz).

garib ::: batan.

garîb ::: garip, yabancı, kimsesiz, yâd ellere düşmüş, yadırganan şey.

GARiB ::: Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onun geçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş say. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

Garîbler azdır. Onları sevmeyenler çoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

En garîb ve muhtac olduğun gün, kabre konduğun gündür. (Ebû Zer Gıfârî)

Gariblere merhamet etmek Resûlullah efendimizin sünnetidir. Nerede bir garip görsen ona olan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. (Ahmed Yesevî)

GARiB ::: Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onun geçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve kendini ölmüş say. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

Garîbler azdır. Onları sevmeyenler çoktur. (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

En garîb ve muhtac olduğun gün, kabre konduğun gündür. (Ebû Zer Gıfârî)

Gariblere merhamet etmek Resûlullah efendimizin sünnetidir. Nerede bir garip görsen ona olan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. (Ahmed Yesevî)

garîb ::: yabancı , tuhaf , gurbette yaşayan , kimsesiz

garib ::: kimsesiz , zavallı

garîb ::: ‬gurbette yaşayan

garîb ::: yabancı

garîb ::: kimsesiz

garîb ::: tuhaf

garib ::: (

garib ::: (a. f. b. s.) (bkz. : garîb-nüvâz).

GARİB :::

(A, uzun okunur) Batan. Gurub eden. * İki omuz arası. * Devenin hörgücüyle boynu arası